Google Adwords reklam programını başlattığında, reklam verenler sadece arama sonuçlarında reklam verebiliyorlardı. Ancak internette dolaşan kişiler vakitlerinin sadece %5 ini arama yaparken kullanmaktaydılar. Geri kalan %95 lik vakitlerini, iletişim (e-posta, anında mesajlaşma servisleri) ve içerik servislerinde (haber, portal, forum, sosyal iletişim siteleri) geçirmekteydi. Bu durum display’in gücü anlamına geliyordu. Google’da bu alandaki reklam gücünü reklam verenlerine sunmak için Adsense programını başlattı.
Google, aramanın dışında içerik ağı reklamlarına da girdiğinde, büyük bir network olmanın ve mühendislik üstünlüğü ile, display reklamlara bir çığır açmıştı. Daha önceleri display mecra ve yayın yeri seçimini, ilgi alanına göre medya planlama ajansı seçer ve bu seçimin doğruluğuna göre verim alınırdı. Google Adsense ile “Contextual Advertising” gündemimize girdi. Bu teknoloji sayesinde, web sitesinin ilgili sayfasının içeriği ne ise, o içerikle ilgili reklamlar sayfada yayınlanabiliyor. Üstelik bu içerik taraması ve mevcut reklam verenlerin anahtar kelimeleri ile eşleştirilerek, kullanıcı bilgileri (lokasyon) beraber işlenmesi ve web sitesinde yayınlanması mili saniyeler içinde mümkün oluyor. Her ne kadar yayınlanacak siteleri siz de seçebiliyor olsanız da, ben bir çok kampanyada “contextual targeting” ile eşleştirilmiş display reklamların daha verimli olduğu gördüm.
Google bununla da yetinmeyerek, sayfa içeriğinin dışında kullanıcıların da ilgili eğilimlerini dikkate alacak teknolojileri devreye aldı. Bilhassa DoubleClick in Google tarafından satın alınması ile beraber displayde bir çok yeniliğin bizlerini beklediğini biliyorduk. Bu gelişmede onlardan birisi. Şöyle ki, ziyaretçilerin ilgilendikleri web siteleri (Adsense yayıncıları), içeriklerine göre kategorilere ayrılıyor. Her bir Adsense reklamı ile beraber kullanıcının bilgisayaraına ziyaret edilen site ve dolayısı ile o sitenin bağlı bulunduğu ilgi kategorisi, cokie (çerez) ler tarafından işleniyor. Böylece bir sonraki Adsense yayıncı sitesinde reklam yayınlanmadan önce kullanıcının bir önceki ilgi gurubu biliniyor ve ona göre reklam gösteriliyor.
Örneğin, siz tenis ile ilgili web sitelerini ziyaret ediyorsanız. Haber okumak için girdiğini bir web sitesinde “tenis ayakkabıları” satan bir reklama rastlayabilirsiniz. Ziyaret ettiğiniz sitede okuduğunuz haber de tenisle ilgili hiç bir içerik olmasa bile. Aslında kullanıcı ilgisi, web sitesi içeriğinden çok daha değerli bir bilgi reklamcılık açısından. Bu teknoloji ile Adsense reklamcılığının çok daha akıllı ve geri dönüşüm oranının yüksek olacağını söyleyebiliriz.
Bu teknolojiye “İlgi alanına dayalı reklamcılık” deniliyor. Geniş bilgi almak ve sıkça sorulan soruları görmek için bu linki takip edebilirsiniz.
Farkettim, geçen satılık ev baktım bir kaç sitede daha sonra bütün gün nette satılık ev reklamları karşımdaydı. WordPress ipuçlarını okuyorum satılık villalar karşımda…